Allah-u Teâlâ'nın Dinini
Kendilerine Mâletmeye Çalışan Vehhâbîler ve Vehhâbîlik Dini:
Sünnet-i seniyye'yi öldüren, Resulullah Aleyhisselâm'ı hükümsüz hâle getirmeye çalışan Vehhâbîler; Hazret-i Allah'ın son peygamberi, nuru olan Habib-i Ekrem'i küçük görmekle zaten Hazret-i Allah'a alenen hasım kesildiler.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ini en üstün şerefle müşerref eyleyen Allah-u Teâlâ, Kur'an-ı kerim üzerine yemin ederek onun doğru yolda olduğunu ve dosdoğru bir yolu gösterdiğini; bu nurlu yolda gönül huzuruyla, emin adımlarla yürümesini beyan buyuruyor:
"Yâsin. Kur'an hakkı için ey Resul'üm! Muhakkak ki sen gönderilmiş peygamberlerdensin ve doğru bir yol üzerinde, üstün ve çok merhametli Allah'ın indirdiği Kur'an yolu üzerindesin." (Yâsin: 1-5)
Siz bu ilâhî emre mi itaat edeceksiniz, Allah-u Teâlâ'ya ve O'nun Peygamber'ine mi uyacaksınız? Yoksa inkâr edip, itiraz edip Hazret-i Allah'ın gadabına mı uğrayacaksınız? Kendiniz karar verin!
Onun yolundan sapan; kim olursa olsun, dinden sapmıştır, İslâm dâiresinden çıkmıştır. Ölçü budur. İmanı olana bu Âyet-i kerime'ler kâfidir.
O öyle bir doğru yoldadır ki, Allah-u Teâlâ'nın nurundan bir nurdur. Kendi nurundan nurunu yarattı, o nurdan mükevvenâtı donattı, Mirac-ı şerif'te Cebrâil Aleyhisselâm dahi bir adım atamadı, o ise huzur-u ilâhîde bulundu, onu nurundan yarattığı için o yanmadı. Amma bu nurdan ayrılan, kim olursa olsun İslâm'dan ayrılmıştır.
Onun dosdoğru bir yol üzerinde bulunduğunu bizzat Allah-u Teâlâ beyan buyuruyor. Sizin ilâh edindiğiniz kimseler hakkında böyle bir Âyet-i kerime var mıdır? Yok! Şu halde siz doğru yoldan ayrıldınız, ilâhlarınıza uydunuz, ilâhî hükümleri arkaya attınız, hâlâ da müslüman olduğunuzu zannediyorsunuz! Amma doğru yoldan çıkalı çok oldu. Zira siz Resulullah Aleyhisselâm'ı hükümsüz saydınız, Sünnet-i seniyye'ye uymayı şirk saydınız, amma şirk içinde yaşadığınızı da bilmiyorsunuz. İşte size haber veriyorum. Âyet-i kerime'lere bakın. Durumunuzu görün.
Bu size en büyük iyiliğimdir. Zira ölmeden evvel sizi imana dâvet ediyorum, Allah-u Teâlâ'nın emir ve nehiylerini size hatırlatıyorum. Siz ilâhî hükümleri saymadıkça, esas olarak tutmadıkça aslâ müslüman sayılmazsınız, müslüman olarak yaşayamazsınız.
Ey Vehhâbîler! İşte siz de Allah-u Teâlâ'yı ve Resulullah Aleyhisselâm'ı bırakıp da İbn-i Teymiye'lere, İbn-i Abdulvehhab'lara mı uyuyorsunuz?
Onların Allah-u Teâlâ'nın ve Resulullah Aleyhisselâm'ın yolunda olmadığını ölünce mi göreceksiniz?
Biz sizi Hazret-i Allah'a ve Resul'üne dâvet ediyoruz. "Tuttuğunuz yol, yol değil!" diyoruz...
Kendilerine Mâletmeye Çalışan Vehhâbîler ve Vehhâbîlik Dini:
Sünnet-i seniyye'yi öldüren, Resulullah Aleyhisselâm'ı hükümsüz hâle getirmeye çalışan Vehhâbîler; Hazret-i Allah'ın son peygamberi, nuru olan Habib-i Ekrem'i küçük görmekle zaten Hazret-i Allah'a alenen hasım kesildiler.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ini en üstün şerefle müşerref eyleyen Allah-u Teâlâ, Kur'an-ı kerim üzerine yemin ederek onun doğru yolda olduğunu ve dosdoğru bir yolu gösterdiğini; bu nurlu yolda gönül huzuruyla, emin adımlarla yürümesini beyan buyuruyor:
"Yâsin. Kur'an hakkı için ey Resul'üm! Muhakkak ki sen gönderilmiş peygamberlerdensin ve doğru bir yol üzerinde, üstün ve çok merhametli Allah'ın indirdiği Kur'an yolu üzerindesin." (Yâsin: 1-5)
Siz bu ilâhî emre mi itaat edeceksiniz, Allah-u Teâlâ'ya ve O'nun Peygamber'ine mi uyacaksınız? Yoksa inkâr edip, itiraz edip Hazret-i Allah'ın gadabına mı uğrayacaksınız? Kendiniz karar verin!
Onun yolundan sapan; kim olursa olsun, dinden sapmıştır, İslâm dâiresinden çıkmıştır. Ölçü budur. İmanı olana bu Âyet-i kerime'ler kâfidir.
O öyle bir doğru yoldadır ki, Allah-u Teâlâ'nın nurundan bir nurdur. Kendi nurundan nurunu yarattı, o nurdan mükevvenâtı donattı, Mirac-ı şerif'te Cebrâil Aleyhisselâm dahi bir adım atamadı, o ise huzur-u ilâhîde bulundu, onu nurundan yarattığı için o yanmadı. Amma bu nurdan ayrılan, kim olursa olsun İslâm'dan ayrılmıştır.
Onun dosdoğru bir yol üzerinde bulunduğunu bizzat Allah-u Teâlâ beyan buyuruyor. Sizin ilâh edindiğiniz kimseler hakkında böyle bir Âyet-i kerime var mıdır? Yok! Şu halde siz doğru yoldan ayrıldınız, ilâhlarınıza uydunuz, ilâhî hükümleri arkaya attınız, hâlâ da müslüman olduğunuzu zannediyorsunuz! Amma doğru yoldan çıkalı çok oldu. Zira siz Resulullah Aleyhisselâm'ı hükümsüz saydınız, Sünnet-i seniyye'ye uymayı şirk saydınız, amma şirk içinde yaşadığınızı da bilmiyorsunuz. İşte size haber veriyorum. Âyet-i kerime'lere bakın. Durumunuzu görün.
Bu size en büyük iyiliğimdir. Zira ölmeden evvel sizi imana dâvet ediyorum, Allah-u Teâlâ'nın emir ve nehiylerini size hatırlatıyorum. Siz ilâhî hükümleri saymadıkça, esas olarak tutmadıkça aslâ müslüman sayılmazsınız, müslüman olarak yaşayamazsınız.
Ey Vehhâbîler! İşte siz de Allah-u Teâlâ'yı ve Resulullah Aleyhisselâm'ı bırakıp da İbn-i Teymiye'lere, İbn-i Abdulvehhab'lara mı uyuyorsunuz?
Onların Allah-u Teâlâ'nın ve Resulullah Aleyhisselâm'ın yolunda olmadığını ölünce mi göreceksiniz?
Biz sizi Hazret-i Allah'a ve Resul'üne dâvet ediyoruz. "Tuttuğunuz yol, yol değil!" diyoruz...